İlk çıktığında okurlar tarafından ve eleştirmenlerce çok yanlış anlaşılmış bir felsefeden söz etmek istiyorum. Sadece bizde değil, kıyameti kopardığı Fransa'da dahi ortaya çıktığı yıllarda üzerine bir kafa karışıklığı var. Adı, Varoluşçuluk veya egzistansiyalizm... Bir bunalım edebiyatı olarak ele alınmış. Çok doğru, işlediği konular, ölüm, özgürlük, yalıtım, anlamsızlık gibi insanın dünyadaki varlığı ile ilgili... Fakat böyle olmasının bir sebebi var, edebiyat olarak dünyanın en kara yıllarına denk gelen bir edebiyat. Arabı öldürmenin suç olmadığı veya azınlıklara yönelik soykırımın olağanlaştığı bir dünyada ortaya çıkan acı bir meyve gibidir. Bütün bu felsefenin de bir müsebbibi var, kimdir o? Hegel. Hegel, 19.yy.'da tarih bilimindeki gelişmeleri göz önünde bulundurarak, Spinoza'nın özcü felsefesinden özün tarihsel bir sonuç olduğu fikrine ulaşıyor. Bu ne demek, insanın, toplumun özü veya özellikleri denilebilecek şeyler çağlara göre değişmektedir. Bu durumda insanın bir özü olmadığı gibi, yaşadığı çağa göre de bu öz değişmektedir. O halde insan kendi çağının bir ürünüdür, veya meyvesidir. Çağımızı belirleyen neydi diye soracak olursak, tüm bu savaş, salgın, şiddet içerisinde varoluşsal tehditlerle karşılaşan insan için felsefe varoluşçuluk olmak durumundadır. Varoluşçuluk, insanın varoluşsal tehditler karşısındaki durumudur. Buradan hareketle Sartre durumu şöyle özetliyor, "insan için biçim özden önce gelir". İnsan özü çağlar boyunca hep değişmiştir, ve hatta Hitler de Sartre de aynı çağın insanlarıdır... İnsan için değişmez bir özden bahsetmek mümkün değil. Camus'den gelen acı meyveyi hatırlayalım, Yabancı kitabında Arabı öldürmek suç değildir. O zaman varoluşçuluk hayattan kopuk veya soyut bir felsefe hiç değil, politik bir tavırdır. Varoluşsal tehditlerin dile getirilmesi başlı başına bir politikadır. Hegel'in de diyeceği gibi her oluş bir varoluş veya yok oluştur. O zaman, var olanın yok olma kaygısı olarak varoluşçuluk aslında olumlu bir felsefe... Neden, çünkü Heidegger'in de dediği gibi "Tehlikeye ne kadar yaklaşırsak, koruyucu güce giden yollar o kadar parlak bir biçimde ışıldamaya başlar ve biz de o kadar soruşturucu hale geliriz. Çünkü soruşturma, düşünmenin dindarlığıdır."
Maddeler
acı
adalet
adem
af
afrika
agnes varda
ağaç
ahlak
ahmet hamdi tanpınar
ahmet telli
aile
akıl
akıl hastanesi
akira kurosawa
akrep
alaturka
albay çiçek
ali
alim
amerika
ampirizm
anadolu
anadolu rock
analiz
anarşizm
anlamak
anne-baba
ansiklopedi
antik yunan
antropoloji
arap
aristo
arkadaş
arzu
asker
aşk
aşmak
at
ataol behramoğlu
atıf yılmaz
atilla ilhan
attar
avrupa
aydınlanma
ayı
ayrılık
ayrımcılık
aziz
babam
bach
baki
barış
barthes
baudelaire
beğenmek
behçet necatigil
bektaşi
ben
benjamin
benlik
bergson
beşiktaş
biçim-öz
bilgi
bilgisayar
bilim
bilinç
birey
biyoloji
brecht
bresson
buda
bulantı
cahit arf
cahit zarifoğlu
camera obscura
camus
can sıkıntısı
can yücel
canan özgür
cemal süreya
cennet
ceza
chp
chris marker
christopher marlowe
cinuçen tanrıkorur
cumhuriyet
cüneyt cebenoyan
çağ
çalışmak
çin
çoktanrılı
çöp
dadaizm-sürrealizm
dağ
dedem
deleuze
deli
demokrasi
descartes
devlet
devrim
dil
divan
diyalektik
doğa
doğu-batı
dostoyevski
dönüşümler
duyu
dünya
düşman
düşünme
ebediyet
edebiyat
edebiyat eleştirisi
edip cansever
eflatun
eğitim
ehli beyt
einstein
ekitap
ekoloji
enel hak
engels
engizisyon
erdem
estetik
ev
fabrika
farabi
fark
farsça
faust
felsefe
fenomenoloji
feza gürsey
fikir
filmlerim
foto-gerçekçilik
fotoğraf
foucault
frankfurt okulu
futbol
futurizm
fuzuli
garip
gazali
gece
gelecek
gemi
gençlik
gerçek
goethe
gök
görümlerim
göstergebilim
gurur
gülümseme
günah
gürcistan
güven
güzel
haber
habil-kabil
hac
hafıza
hafızı şirazi
hakikat
hallacı mansur
hamlet
hapisane
harabat
hasan-hüseyin
hastalık
hat
hatırlamak
hayal
hayat
haydar ergülen
hayvan
haz
hegel
heidegger
hezarfen
hırs
hırsız
hiçlik
hikaye
hile
hilmi yavuz
hitchcock
hölderlin
hristiyanlık
hukuk
hurufilik
hümanizm
ışık
ibn rüşd
ibn tufeyl
ibrahim
ibrahim tenekeci
idam
idealizm-realizm
ideoloji
ikinci yeni
iktidar
iktisat
inanç
incil
insan
inziva
isa
islamcılık
ismet özel
israil
istanbul
isyan
işçi
işgal
işsizlik
itiraz
iyi-kötü
izlenimcilik
izsürücü
japonya
jazz&blues
jeanne d'arc
jules verne
jung
kader
kadın
kafka
kalp
kant
kapitalizm
kara şiir
karanlık
kelam
kent
kıskançlık
kibir
klasik müzik
korku
köle-efendi
köy
kral edip
kul
kuran
kuş
kutsal
küçürek öykü
laboratuvar
leibniz
leonardo
leyla-mecnun
luis bunuel
machiavelli
makine
man ray
marcus aurelius
marksizm
matematik
mehmet akif ersoy
melek
melih cevdet
memleket
merhamet
meryem
meslek
metafizik
metin eloğlu
mevlevi
mey
michelangelo
milli mücadele
mistisizm
modernlik
montaj
muhabbet
musa
mustafa kemal
muş
mutluluk
mülkiyet
müzik
nazım hikmet
nedim
nesimi
ney
neyzen tevfik
nietzsche
nobel
nuh
nurettin topçu
nuri pakdil
odam
oktay rıfat
ordo nominis
orhan pamuk
orhan seyfi orhon
orson welles
ortadoğu
oruç aruoba
osmanlıca
otomatik öyküler
öfke
öğrenen makine
öğrenmek
öğretmen-öğrenci
öğüt
ölüm
ömer hayyam
örtü
özbilinç
özgürlük
öznellik
paranoya
pir sultan
piyes
polisiye
psikanaliz
psikoloji
puşkin
rastlantı
reklam
religio
renkler
resim
richard sennett
riya
rock'n roll
roman
ropörtaj
rönesans
ruh
rumi
russell
rüya
saat
sağ-sol
sağlık
sait faik
salah birsel
salgın
sanat
sartre
saussure
savaş
schopenhauer
seneca
sezai karakoç
sezgi
shakespeare
sinema
sinema salonu
sinirbilim
siyaset
sokrat
sonsuzluk
sorgu
sosyal gerçekçilik
sosyalizm
sovyet
sömürgecilik
söz
spinoza
stoa
su
sun tzu
sürgün
şair
şehir
şeytan
şiddet
şiir
şirazi
tanrı
tarih
tarkovsky
tasavvuf
taşra
techno
teknik
terör
tevazu
tıp
tin
tiyatro
toplum
toprak
tora
tövbe
tragedya
travma
truffaut
turgut uyar
türk beşlisi
türkçülük
türkiye
türkü
umut
unutmak
usta-çırak
uşak
uyku
uyuşturucu
ülkü tamer
üretim-tüketim
ütopya
van gogh
varoluşçuluk
vatan
vertov
victor hugo
wittgenstein
yabancı
yahya kemal
yalan
yalnızlık
yapay edebiyat
yapısalcılık
yara
yargı
yaş
yaşamak
yaşlı
yavuz turgul
yazar
yazgı
yeni türkiye sineması
yıldız
yoksulluk
yol
yolculuk
yunus emre
yurtdışı
zaman
zihin
ziya gökalp
zulüm
zweig
Hakkımda
- Mehmet Can Yavuz
- I have a unique blend of expertise in art and engineering, with a specialization in animation, video production, and drama. I'm deeply passionate about the art of montage and its significance in cinema, and I strictly adhere to the principles of tragedy in my written works. I also incorporate machine learning techniques in my literary works and animations, actively contributing to the development of these algorithms and regularly publishing my findings in scientific conferences and journals.