Tiyatro demokrasinin bir parçasıdır gibi bir savla başlayacağım konuşmama... Şimdi neden bu kadar iddalıyım, çünkü bugün "Antik Grek" tiyatrosunu konuşacağız. Antik yunan polisinin yani kent devletinin başında bir yargıç-kral var ve halk meclisleri mevcut... Köleci bir toplumdan bahsettiğimizi unutmadan şunu da belirtmek gerekiyor, bu meclislerle aynı kentsel mekanlarda şenlikler düzenleniyor. Bu şenlikler dini bir kutlamayı andırıyor. Dinsel olduğu doğru... Ne açıdan, başlı başına ismi bile bu şenliklerin şarap tanrısı Diyonisos'tan geliyor. Diyonisos şenlikleride tiyatro oynanıyor. Felsefe ile eş zamanlı olarak tiyatro ortaya çıkıyor. Gerçi tiyatro aslında hep var, nasıl var? Din ile sanatın kesişiminde ve birliğinde teatral olan her var fakat burada bahsetmek istediğim, tiyatronun siyasal açıdan önemi... Bütün yurttaşlara açık kent-devleti, polis, devlet kendini oyun konusu haline getirir ve halk önünde kendini oynar. Antik Yunan tiyatrosunun en başat eseri Antigone, tam da böylesi bir adalet düşüncesi üzerine tartışmadır. Acaba geleneksel hukuk mu yoksa insan merkezli hukuk mu doğrudur... Antik Yunan devletinin geçirmekte olduğu büyük devrimsel dönüşümün sahneye taşınmasından başka bir şey değildir. O halde Yunan demokrasisinin temel kurumlarından biri bu festivallerdir... Üç büyük yazardan bahsetmek gerekir, Aiskhlyos, Sophokles ve Euripides... Konularına bakacak olursak insanın özgürlük arayışı temel öğedir. Bir özgürleşme olduğu açıktır, o halde neyden özgürleşilecektir? Kader yani tanrısal olan veyahut insanın kaçamadığı insana özgü özellikler... Nedir bu? Mesela öfkeli bir adamın tiran olması: Kral Oidipus. Kader bir bakıma insanın kişiliğinden ortaya çıkar. Bu konuda Aiskhylos şöyle der,
Yazgı, her şeyden önce, hatası yüzünden cezalandırmak için suçlunun adımlarına bağlı bulunan kuvvettir; Erinysler, insanın alın yazısının ve Yazgının bu trajik kavranışını kişileşmesidir.
İkinci önemli tema da adalettir. İnsan için olmayan yasaları, gayri insani örfü yani yasaları eleştiren tiyatro oyunu Antigone'i düşünelim... Kreon ile Antigone arasındaki bir savaştır. her ikisi de kendi açısından haklıdır. Birbirine indirgenemeyen iki görüş yani diyalektik bu oyunda açıkça belirir... Sofokles oyun içinde şöyle der,
Çok canavar vardır ama insan kadarı az bulunur.
Bu kısma kadar anlattıklarım sanıyorum savımı desteklemek için oldukça yeterli...